Koronavirüs belasıyla tanışmadan önce;
Gece yarısı korna çalıp, konvoy halinde gelin götürenlere…
Bir yaz boyunca kapımızın önünden gaza basıp, egzozunu böğürtüp herkesi derin uykusundan ayağa fırlatan, sorumsuz motosiklet sürücüsüne kızardım...
Artık kızmayacağım!
Gıcık aldığım tipler var!
Tek laf etse kanım beynime sıçrar, kalkıp ağzını burunu dağıtasım gelirdi.
Şimdi onlara da sinirlenmeyeceğim!
Kendimdeki bu sert değişimi neye borçluyum derseniz?
Galiba pandemi sürecinde yaşadıklarımıza ve hissettiklerimize borçluyum.
İki yıla yakındır pandemi nedeniyle evlere tıkıldık kaldık.
Ölen dostlarımızın taziyesine gidemedik,
Yakınlarımızın evlatları evlendi, mürüvvetlerine şahitlik yapamadık.
Bayramlarda büyüklerimizi ziyaret edemedik,
Çocukları kucaklayıp, bayramlıklarını vermedik,
Dost muhabbetlilerinden, sahre keyfinden mahrum kaldık.
Çarşı pazardan uzak durduk, gezmekten korkar olduk.
Velhasıl, Koronavirüs, bizi bizden kopardı, uzaklaştırdı.
Öyle sanıyorum ki İnsanın insanı terbiye edemediği noktada, yaşadığımız pandemi felaketi, hepimizin zihinde ve hissiyatında çok önemli değişmelere yol açtı.
Bu süreçte İnsan olduğumuzu, birlikte yaşamaya mecbur kaldığımızı hatırlattı hepimize.
Kâbus dolu bir süreçten sonra sosyal hayat normale dönmeye…
İnsani ilişkilerimiz doğal haline gelmeye başladı.
Sokaklarda gelin konvoylarını görmek…
Yah! Zılgıt seslerine şahit olmak çok güzel.
Birkaç arkadaşın bir kahvehanede birlikte çaylarını yudumlamaları…
Lokantalarda insanların yemeklerini yemeleri hoş görüntüler.
Gençlerin yan yana gezinmeleri,
Parklarda çoluk çocuk neşeyle oynamaları huzur veriyor hepimize.
Sağımızdan solumuzdan müzik sesleri yükseliyor.
Bunlar özlediğimiz görüntüler, bunlar yaşadığımızın ipuçları.
Ancak bu noktaya gelmemiz kolay olmadı.
Hepimiz; birey ve toplum olarak çok ağır bedeller ödedik, sevdiklerimizi kaybettik.
Şu sıralar hayatın normale dönmeye başladığı noktada herkes aşı olmak için sıraya girerken, bazı tipler “aşı yaptırmak günahtır”…
“Aşı yapılınca kısır kalırız” gibi, hiçbir dini ve ilimi dayanağı olmayan saçmalıklara şahit oluyoruz.
Kardeşim devlet senin sağlığın için kaygılanıyor,
Bir çuval para ödeyip yurt dışından aşı satın alıyor, getirtiyor,
Sana hemşire tahsisi ediyor ama sen yaptırmıyorsun.
Neymiş ?...”Kısır kalırmış mış!…Günah mış!”
Allah akıl fikir versin!
Sen aşı olmazsan bu beladan kurtulmazsın…
Sen aşı yaptırmazsan biz bu felaketten çıkamayız.
Aşıyı sadece kendin için değil, çevrendeki sevdiklerini korumak için de yaptıracaksın.
Aşı yaptırmayan kardeşim!
Aşının kısırlaştırdığı düşüncesinin yanlış olduğu bilimsel araştırmalarla ispatlandı.
“ABD ve İsrail’de yapılan araştırmalarda, aşı olanlarda sperm sayısının arttığı, güçsüz olan spermlerin daha da sağlıklı hale geldiği görüldü.”
“Aşı kısırlık yapıyor” yalanının arkasına saklanmaktan vazgeç.
Git aşını ol !… Hem sen rahat et, hem de toplumsal bağışıklığa katkıda bulun.
Haaa…! Bu arda bakarsın tek tek doğuran eşin, aşı yaptırdıktan sonra; ikiz, üçüz, hatta dördüz bile doğurabilir.
Bu da kısırlık endişesi olanlara aşının kıyağı haberiniz olsun.